Koronavirüs aşısı ikinci dozdan 10 gün sonra korumaya başlıyor
|Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı BaÅŸkanı Prof. Dr. İsmail Balık, gönüllüler üzerindeki aşı uygulamalarının sonuçlarının önümüzdeki günlerde çıkacağına iÅŸaret ederek, ‘Aşı, ikinci dozdan 10 gün sonra korumaya baÅŸlıyor. Bu süreden daha önce virüsle karşılaÅŸanlar enfeksiyon almış olabilir.’ dedi.Balık, AA muhabirine, Türkiye’de önümüzdeki günlerde uygulanmaya baÅŸlanması planlanan inaktif aşıların güvenilirliÄŸi ve gönüllüler üzerindeki aşı çalışmalarına iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu.Sinovac firması tarafından üretilen CoronaVac aşısı ile ve Pfizer BioNTech firmalarının geliÅŸtirdiÄŸi mRNA aşısının Faz-3 klinik çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Balık, her iki çalışmanın gönüllülerinin takibini de yaptıklarını söyledi.Türkiye’de Sinovac aşısının Faz-3 çalışmalarının sonuçlarının henüz açıklanmadığını belirten Balık, ‘Dünya SaÄŸlık Örgütü de yaz aylarında açıkladı. Toplu olarak uygulanacak kitlesel aşılamalarda elinizdeki aşı yüzde 60-70 civarında bile etkili olsa bu aşı kullanılmaya deÄŸer bir aşı olarak kabul edilir bilim dünyası tarafından.’ diye konuÅŸtu.Türkiye’de inaktif aşı çalışmalarına gönüllü olarak katılanlardan bir kısmında koronavirüs görüldüğü yönündeki iddialara iliÅŸkin Balık, ÅŸunları kaydetti: ‘Türkiye’deki gönüllülerin sayısı 4 bine yaklaÅŸtı. Resmi olarak önümüzdeki günlerde Türkiye’nin Faz-3 çalışmalarının verileri açıklanacak. Ne kadar vakanın plasebo (boÅŸ aşı) tarafında ne kadar vakanın aşı tarafında görüldüğüyle ilgili net veriler aşı Türkiye’ye gelmeden kısa bir süre önce, testler yapılmadan ya da testler bitene kadar SaÄŸlık Bakanlığına ön rapor olarak bildirilmiÅŸ olacak. O zaman bu rakamı daha net olarak söyleyebileceÄŸiz. Ama her halükarda 12 vaka görülmüş olsa bile o kadar gönüllüye uygulanması göz önüne alındığında bunun oldukça düşük bir sayı olduÄŸunu söyleyebiliriz. Bunların da plasebodan mı kaynaklandığını yoksa aşı yapılan taraftan mı kaynaklandığını henüz bilmiyoruz. Tüm bunları kesin olarak öğrenebilmek için birkaç gün daha beklememiz gerekiyor. Yaklaşık olarak aşının uygulanması bu ayın 24-25’ini bulacak. Bu süreye kadar da Türkiye’deki Faz-3 çalışmalarının ön raporuyla ilgili ön bilgiler Bakanlığa ulaÅŸmış olacak. Tüm bu bilgilere vakıf olduktan ve analiz sonuçları çıktıktan, aşının güvenliÄŸi ve etkinliÄŸi konusunda saÄŸlık otoritemiz kesin bilgiye sahip olduktan sonra toplumsal aşılanmaya baÅŸlanacak.’Pozitif olan bazı gönüllülerin boÅŸ aşıya denk gelenler olabileceÄŸini belirten Balık, ‘İkincisi, aşı olduktan sonra vücudun bağışıklık yanıtı oluÅŸturacağı yeterince süre geçmemiÅŸtir. Çünkü ikinci aşıdan 10 gün sonra aşı korumaya baÅŸlıyor. Bu süreden daha önce virüsle karşılaÅŸmışsa bu kiÅŸiler ondan dolayı enfeksiyon almış olabilirler. Kaldı ki biz aşıyı olanlara da hastalığı geçirenlere de maske ve mesafe tedbirlerine uymayı öneriyoruz. Bunun nedeni ÅŸu, aşı olanlarda enfeksiyondan korunma, hastalığın ağır geçirilmesini önleme kesin olarak bilinen bir ÅŸey. Hastalığı ne oranda önlüyor veya enfeksiyonu aldıktan sonra baÅŸkalarına bulaÅŸmayı ne kadar engelliyor, bununla ilgili bilgiler daha sonra ortaya çıkacak. Ön planda ağır hastalık geçirilmesini kesin önlüyor aşı, enfeksiyonun yayılma hızını kesinlikle yavaÅŸlatacak, salgın hızını yavaÅŸlatacak. Aşı tüm dünyada yaygın ÅŸekilde uygulanırsa bahar aylarında, yaza yaklaşırken enfeksiyonun hızında önemli ölçüde yavaÅŸlama, sayılarda azalmayı göreceÄŸiz.’ deÄŸerlendirmesinde bulundu.’Hastalığı geçirenlerinde bir süre sonra aşılanması gerekecek’Koronavirüs geçirenlerin de aşı olup olmayacağı konusunda soru iÅŸaretleri yaÅŸandığına iÅŸaret eden Balık, ÅŸu deÄŸerlendirmeleri yaptı: ‘Faz-1, Faz-2 çalışmalarının sonuçları ve Faz-3’lerin ön raporlarına baktığımızda hastalığı geçirenlerin de aşılananların da bir süre sonra tekrar aşılanması gerektiÄŸiyle ilgili bilgiler görülüyor. Hastalananların bir kısmında özellikle 3 aydan sonra ikinci kere hastalanma oranı var, çok fazla olmasa da. Aşının da koruyuculuk süresinin yaklaşık 6 ay ila 1 yıl olduÄŸu öngörülüyor. Koronavirüs enfeksiyonlarının kalıcı bir bağışıklık oluÅŸturmadığını biliyoruz. Grip aşısındakine benzer bir tablo bizi bekleyecek. Bundan 6 ay sonra mı 1 yıl sonra mı aşı yapılanlara tekrar aşı yapılacağıyla ilgili bilgiler daha da netleÅŸmiÅŸ olacak. Aynı ÅŸekilde ikinci kere uygulamada tek doz yeterli olacak mı yoksa baÅŸtaki gibi iki doz arka arkaya yapılmak zorunda mı kalınacak bununla ilgili bilgiler Faz-3 çalışmalarının takibinden sonra ortaya çıkacak.’Gönüllüleri 1-2 yıllık sürelerle takip etmeyi sürdüreceklerini, aşının etkinliÄŸiyle ilgili net verilerin 1-2 yıl sonra oluÅŸacağını anlatan Balık, aşının acil bir durum söz konusu olduÄŸu için yapıldığını belirtti.Pandeminin tüm hızıyla devam ettiÄŸini, ölümlerin olduÄŸunu ifade eden Balık, bu hızla devam ederse ciddi anlamda hastalık yüküyle karşı karşıya kalınacağını, çok sayıda insanın hayatını kaybedeceÄŸini söyledi.Bilim dünyasının bu duruma çare üretmek zorunda olduÄŸunu aktaran Balık, ‘Elimizdeki en önemli silah aşı. Bir an önce aşıyı insanlara kullanmaya baÅŸlamak salgının hızını yavaÅŸlatmak açısından tek silah. Bundan dolayı ister istemez Faz-3 çalışmaları tümüyle yayınlanmasa bile uzun dönem sonuçlarını göremesek bile elimizdeki bilgilerle aşının güvenli ve etkili olduÄŸunu görmek yeterli olacaktır.’ diye konuÅŸtu.’DoÄŸal yoldan yakın vadede bitmesi mümkün görünmüyor’Yüzyılın felaketi denilebilecek bu salgının aşılarla sonlandırılabileceÄŸini vurgulayan Balık, insanların hastalığı doÄŸal yoldan geçirmesiyle bu salgının yakın vadede bitmesinin mümkün olmadığını kaydetti.Sinovac aşısının klinik çalışmasına katıldığını, önemli bir yan etkiyle karşılaÅŸmadığını belirten Balık, ‘Her iki grup aşıda da gönüllülerimiz ciddi bir yan etkiyle karşılaÅŸmadı. Hem Türkiye genelinde hem de dünya genelinde aşılarla ilgili önemli bir yan etki görülmedi. Görülen yan etkiler tüm aşılarda geçmiÅŸten bugüne kadar gördüğümüz klasik yan etkilerden farklı deÄŸil.’ dedi.Balık, Sinovac aşısı ve mRNA aşısının çok sayıda kiÅŸide denendiÄŸini hatırlatarak, ‘GüvenliÄŸiyle ilgili sorun görülmediÄŸi, etkinliÄŸi de bariz ÅŸekilde görüldüğü için salgının hızını kesmek adına tüm dünya bir an önce aşıları toplumsal uygulamaya geçmeye baÅŸladı.’ diye konuÅŸtu.’Çin aşısı terminolojisi yanlış bir algıya sebebiyet verdi’İnaktif aşılara Çin aşısı demenin terminolojik olarak yanlış olduÄŸunu vurgulayan Balık, ÅŸunları kaydetti: ‘Çünkü bu aşıyı bulan Çinliler deÄŸil. İnaktif aşı teknolojisi çok eskiden beri uygulanan, birçok ülke tarafından yapılabilecek bir aşı türü. Bizde üretilecek, çalışmaları devam eden aşı da inaktif aşı. Çin aşısı terminolojisi yanlış bir algıya sebebiyet verdi. Burada önemli olan aşının nerede üretildiÄŸi, menÅŸei, ülkesi deÄŸil, aşının çalışmalarının fazlarını yerine getirip getirmemesi. Çin menÅŸeli Sinovac aşısı da bu aÅŸamaları yerine getirdi. Kendi ülkemizde de bunun çalışmaları yapıldı. Toplumumuz güvenle SaÄŸlık Bakanlığının onayladığı, kullanımına izin verdiÄŸi aşıları kullanabilirler, ister mRNA ister Sinovac olsun. Hangi aşıya erken eriÅŸebilirsek o aşıyı yaptırmalarını tüm halkımıza tavsiye ediyorum.’???????
Bir önceki yazımız olan DOKTORLAR KOVİD-19'LA SAVAŞI ANLATIYOR- 'Koronavirüs de deprem gibi bir afet' başlıklı makalemizde 112 Acil, Denizli ve Koronavirüs hakkında bilgiler verilmektedir.